SAHİH-İ MÜSLİM

     Konular Numaralar  

 

 

1304 nolu Hadis’in İzahı:

 

İbni Ömer hadisini Buhari ile Ebü Dâvud; Ebû Hureyre hadisini Buhâri «Hacc» bahsinde tahric etmişlerdir.

 

Bu bâbda Kütüb-i Sitte'de İbni Ömer, Ebû Saîd-i Hudrî, Ümmü'l-Hıısayn ve İbni Abbâs (Radiyallahu anh) hazerâtından rivayetler olduğu gibi îmam Ahmed b. Hanbel «Müsned»inde Ebü Meryem'den; İbni Ebî Şeybe, Habeşî b. Cünâde'den hadîsler rivayet etmişlerdir.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'ın traş olanlara üç, saç kısaltanlara bir defa olmak üzere nerede duâ ettiği ihtilaflıdır.

 

îbni Abdilberr'e göre : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu duayı Hudeybiye'de yapmıştır.

 

Nevevi; «Sahîh ve meşhur kavle göre bu duâ Veda haccındaydı.» diyor.

 

Kaadı îyâd: Aynı duayı iki yerde de yapmış olmasının ihtimâlden uzak olmadığını söylemiştir.

 

Aynî: «Hadîslerin arasını bulmak için doğrusu Kaadı'nın söylediğidir.» demektedir.

 

Filhakika babımız hadîsinde duanın Veda haccında, İbni İshâk'in Hz. îbni Abbâs'dan rivayet ettiği bir hadîsde Hudeybiye'de yapıldığı bildirilmektedir.

 

Hattâbî diyor ki: «Ashâb-ı kiram'ın âdetleri başlarında saç bırakmak ve saçlarını zînetlemekti, İçlerinde traş olanlar azdı. Onlar, bunu bir nev'î şöhret addeder ve traş olmak kendilerine ağır gelirdi. Bu sebeple bir kısmı saçlarını kısaltmış, bir kısmı da traş olmuşlardı. İşte Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in traş olanlara rahmet duasında bulunması nihayet ötekilere de acıyarak duayı umûmîleştirmesi bundandır.»

 

Ashâb-ı kiram'ın: «Saçlarını kısaltanlara da!.. sözleri, mahzûf bir cümle üzerine ma'tûftur. Cümle: «Saçlarını kısaltanlara da rahmet buyur! de.» takdirindedir. Bu gibi atıflara atf-ı telkînî derler.

 

Ulemâ, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in traş olması hususunda muhtelif cihetlerden söz etmişlerdir. Şöyle ki:

 

1- Acaba Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ne şekilde traş olmuştur?

 

Bu bâbda Müslim'in Hz. Enes'den rivayet ettiği bir hadisde: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mina'ya geldi, müteakiben cemreye giderek orada taş attı. Sonra Mina'daki menziline döndü ve kurban kesti de berbere:

 

  Şuradan al! diye evvelâ sağ tarafına, sonra sol tarafına işaret buyurdu. Sonra kesilen saçları halka vermeye başladı.» denilmiş; Tirmizî'nin yine Hz. Enes'den rivayet ettiği bir hadîsde:

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cemre'de taşları atınca kurbanını kesti, sonra berbere başının sağ tarafını gösterdi, berber orasını traş etti. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu saçları Ebû Tâlha'ya verdi, sonra başının sol tarafını berbere uzattı, o da traş etti. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

— Bu saçları halk arasında taksim et! buyurdular.» denilmiştir, Tirmizî rivayetinin zahirine bakılırsa Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Hz. Ebû Tâlha'ya taksim etmek üzere verdiği saçları başının sol tarafından alınanlarıdır.

 

Başka bir rivayette sağ tarafının saçları dağıtıldığı bildirilmiştir.

 

Rivayetler bu şekilde muhtelif olunca hadîs ulemâsı dahî aralarını bulma hususunda ihtilâfa düşmüş, bâzıları tercihe giderek sağ tarafının saçları taksim edildiğini söylemiş; bir takımları bunun aksini iddia etmiş, bir takımları da rivayetlerin aralarını bulmağa çalışmıştır.

 

2- Hadîs-i şerif, bütün başı traş etmenin vücûbuna delâlet etmektedir. Çünkü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) öyle yapmış: «Hacc ibâdetlerinizi benden alın.» buyurmuştur, İmam Mâlik'in kavli bu ise de meşhur kavline göre başın ekserisini traş etmek kâfidir. İmam Ahmed'in bir rivayete göre traş olmak, abdest alırken başı meshetmek gibidir.

 

İkinci bir rivayete göre başın ekserisini traş etmek kâfidir. İmam A'zam başın dörtte birinin, İmam Ebû Yûsuf yarısının traş edilmesi îcâb ettiğine kaaildirler.

 

İmam Şâfiî 'ye göre baştan üç kıl traş etmek kâfidir.

 

3- Traş olmanın saç kısaltmaktan efdal olduğunu söyleyenler bu hadîsle istidlal etmişlerdir.

 

4- Cumhûr-u ulemâ'ya göre insan saçı temizdir. Sahîh kavle göre İmam Şafiî'nin mezhebi de budur.

 

Şâfiîler'den Ebû Ca'fer-i Tirmizî bu hususta Hz. Şâfiî'ye muhalefet etmiş ve saç temizliğinin yalnız Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e mahsûs olduğunu, başkalarının saçları necis sayılacağını söylemiştir.

 

5- Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in saçları ve  diğer âsârı ile teberrük etmek caizdir.

 

Ulemâdan birçoklarının rivayetine göre Hâlidü'bnü Velîd (Radiyallahu anh) üzerinde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in saçından birkaç tel bulundururmuş. Bu sebeple nereye varsa kendisine fütuhat müyesser olmuştur.

 

6- Diri bir insandan saç almakta beis yoktur. Bâzıları insan saçının yere gömülmesi îcâb ettiğini, bunun en azından müstehab olduğunu söylemişlerse de, doğrusu birinci kavildir.

 

Râfiî'nin beyânına göre traş olurken sağ taraftan başlamak, sonra sol tarafa geçmek, kıbleye karşı oturmak, traş bittikten sonra tekbîr almak ve saçları yere gömmek müstehabdır.

 

Mühibb-i Taberî traş olduktan sonra iki rek'ât namaz kılmayı traşın sünnetlerinden saymıştır. Bu suretle traşm sünnetleri beş olur.

 

7- Büyüklerin, yanlarındakine bir şey taksim ederken müsavata riâyet etmeleri gerekir.  Bununla beraber taksim esnasında bâzılarına fazla vermeyi îcâb eden bir sebep bulunursa tercîhde de beis yoktur. Nitekim Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}, Hz. Ebü Tâlha ile Ümmü Süleym'e saçının yansını tahsis buyurmuştur.

 

8- Resülullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i o gün kimin traş ettiği ihtilaflıdır. Buhâri'nin rivayetine göre Ma'mer b. Abdillâh (Radiyallahu anh) traş etmiştir.

 

Nevevî: «Sahîh ve meşhur olan kavil de budur.» diyor.

 

Bâzılarına göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i traş eden zât: Hırâş b. Ümeyye'dir.

 

Nevevî bu zâtı da rivayet etmiş, fakat Aynî 'nin şerhi Zeynüddîn bunu söyleyenin vehme kapıldığını bildirmiş.

 

«Hıraş b. Ümeyye Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Hudeybiye günü traş etmiştir.» demiştir.

 

îbni Abdilberr dahî Hırâş (Radiyallahu anh)'ın terceme-i hâlinde:

 

«Hudeybiye günü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in başını traş eden zât budur.» demektedir.

 

9- îmam A'zam'a göre traş'a berberin sağına gelen taraftan yâni traş olan kimsenin solundan başlanır.

 

Kirmani, îmam Şafiî'ye göre traş olan kimsenin sağından başlanacağını söylemiştir, İmam A'zam'dan rivayet edilen sahîh kavil de budur.

 

10- «Tevdîh» sahibi hacılar için traş zamanı, fecrin doğmasıyla başlar. Bu kavil,   Mâlikîler'e göredir.

 

Bize göre bayram gecesinin yarısından sonra başlar sonu için muayyen vakit yoktur. Kurban Bayramı günü Mina'da traş olmak efdaldır. Bir kimse traş olmayı te'hîr ederek memleketine gitse, orada traş olur ve hedy kurbanı gönderir. Traştan önce cimâ'da bulunursa yine hedy kurbanı lâzım gelir...» diyor.

 

Hanbelîler'den îbni Kudâme: «Traş olmayı kurban günlerinin sonuna kadar te'hîr etmek caizdir. Daha sonraya bırakmak hususunda iki rivayet vardır. Böylesine kurban lâzım değildir.» demiştir.

 

Atâ' ile Hanefiîler'den Ebû Yûsuf ve Ebû Sevrin kavilleri de budur.

 

îmam Ahmed ile îmam A'zam'a göre traş olmayı te'hîr edene kurban lâzım gelir. Çünkü traş olmak hacc ibâdetlerinden mâdûttur.

 

Bu hususta te'hîrin azı ile çoğu müsavi olduğu gibi, yanılarak yahut kasten te'hîr arasında dahî fark yoktur.

 

Bir kimse hiç traş olmadan ihramdan çıkarsa İmam A'zamla İmam Muhammed, îmam Mâlik, Sevrî ve İshâk'a göre kurban kesmesi gerekir.

 

Tembih: Bu hadîsin Ebû îshâk rivayetinde: «Bize haber verdi.» diyen râvî Ebû Ahmed El-Celûdî dir. Ebû îshâk İbrahim, hadîsi İmam Müslim'den işitmediği için «Bize haber verdi.» tâbirini kullanamamış:

 

«Müslim b. Haccâc'dan naklen.» demiştir. Ebû İshâk, Müslim'in kitabından üç yeri bizzat İmam Müslim'den dinleyememiştir. Mezkûr üç yerden biri burasıdır.